Uçaklarda pilotların konuşmalarını oldum olası hiç anlamam. Ne konuştukları doğru düzgün anlaşılır ne de anlattıklarının bir önemi var !
Cümleye kaptanınız konuşuyor diyer başlarlar :) Nerden benim kaptanım oluyosun, kim verdi sana bu tittle’ ı :) Düşünsenize bir misafir otele geliyor ben de kendilerine ben sizin ön büro müdürünüzüm diyorum. Yani nasıl bir egodur arkadaş. Bir an Sultan Süleyman Han geliyor sanırsın, sadece DESSSTUR diyen eksik. Yani kendini tanıtırken ben pilot bilmem kim de yeter. Hava durumundan bahseder mesela. Ya kardeşim hangi çağda yaşıyoruz, insanlar artık gidecekleri yerin hava durumunu günler öncesinden bakıyorlar zaten.
Yolculuk şukadar sürecek, e onu da biliyoruz ki bilmesek de olur günlerce uçacak halimiz yok elbet 3-5 dk erken yada geç ineceğiz.
Hele bir de bunun ingilizcesini dinlemek tam zulüm. Yarım yamalak ingilizceleri, hızlı konuşma ve hopörlerlerdeki cızırtı ile birlikte dayanılmaz bir hal alıyor.
Yani demem o ki pilotlarda hava binbeşyüz, sanırsın dünyayı kurtarıyolar. Bu absürt özgüven ve ego günlük hayatlarına da öyle yansımış ki bunlarla karşılaştığınız her ortamda iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Yakın zamanda mail adresleri, araç plakaları vs avukat (av) ve doktorlar (dr) gibi “pl” ile başlatırlarsa şaşırmayın.
Biri şunlara altı üstü şöför olduğunu hatırlatsın :)