Tüm Türkiye’ sin olduğu gibi ben de yerli otomobilin tanıtım gününü sabırsızlıkla bekledim. Yerli otomobil ile ilgili gelen ilk resimlere bakınca açıkcası büyük bir hayal kırıklığı oldu. Çok amatörce bir hareketle araçların üzerine geçirilen branda önünde kravatsız hiçte profesyonel olmayan bir fotoğraf verildi. Fotoğrafı görünce tamam dedim büyük hayal kırıklığı çıkacak bu brandaların altından.
Ancak hemen ertesi gün itibariyle twitter dan paylaşılan gizemli görseller, tanıtım için düzenlenen organizasyonlar ile bir de beklentim eskiye döndü ve normalleşti. Konuşmaların hepsi umut vericiydi, heyecanlıydı ve tutkuluydu.
Konuşmalar bittikten sonra video tanıtım başladı, açıkçası tüm detaylar güzel ve yerinde çalışılmış. Cumhurbaşkanımız ekranda yazan Made in Turkey yazısını görünce hemen uyardı ve kaldırılı. Düşününce made in turkey yerine ne yazılması lazım diye Türkiye’ de Yapıldı demek lazım sanırım ama alışkanlık olsa gerek komik geliyor kulağa. Araç ortaya çıkmaya başladıkça heyecan daha da arttı ve 2 araç sahneye çıktığında waw dedim. Tasarım, concept, elektrikli oluşu, modern çizgiler, iç dizayn görüntüde hersey harikaydı. Detaylar netleştikçe heyecanım daha da arttı. Ülkemle gurur duyuyordum, milliyetçi duygularım doruk noktasına ulaştı.
Hemen ertesi gün sabah kalktığımda ilk iş twitter’ ı açtım ve yerli otomobilimiz ile ilgili paylaşımlara göz atmak istedim. İlk gün ilgi büyük olacak ki trend topic olmuş hemen. Yalnız trend topic lerden bir tanesi de aracın aslında 2017 yılında çinli bir firma için tasarlandığı ve birebir aynısı olduğu yorum ve görsellerle anlatan paylaşımlardan oluşuyor. Google a bilmem ne yazın arayın göreceksiniz şeklinde yüzlerce paylaşım. Üşenmedim açtım :) Genelde doğru olduğunu tahmin etsem de bakmam çünkü inanmak istemem. Beni mutlu eden şeyin, o şey her neyse değişmesini istemem :) Derken o aramayı yaptım ve gördüm ki aynen hazımsızlar bu sefer yakalamışlar deli gibi paylaşıyorlar. Tüm heyecanım yerle bir oldu. Bu kadar şatafatla tanıtılan bir otomobilin insan haliyle özgün olmasını bekliyor. Detaya indikçe aracın yerli bir tarafının olmadığı ortaya çıkıyor. İtalyada dizayn edilmiş, italyada üretilmiş ve Türkiye’ ye getirilerek sunumu yerli otomobil şeklinde yapılıyor.
Şöyle bir düşündüm bu aracın neyi yerli olabilir diye; lastikler değil, koltuklar değil, kaporta değil, camlar değil, motor hiç değil, araç içerisinde kullanılan ekranlar da değil, çok övünerek anlatılan aracın elektrikli olduğu kısımla ilgili piller de yerli değil, yani bu aracın sanırım sadece fikri ve hayali yerli. Fikri derken yanlış anlaşılmasın dünyada zaten elektrikli araçlar yıllardır üretiliyor, satılıyor ve biniliyor. Yeni bişey değil.
Sevindirici olan şu en azından biliyoruzki fabrika kurulacak, 4300 kişi çalışacak ve bu tasarlanan araç bursa’ da üretilecek. Yerlilik oranının %50 leri geçme ihtimali sıfır ancak zamanla hepsinin aşılacağını düşünüyorum. Piyasada genel kabul görmüş araç donanımlarının dışında hayal edilmiş olması da umut verici. En iyisini yapma peşinde olunduğu sürece kaybetmez, bir gün elbet başarırsınız. İhalarda, Sihalarda olduğu gibi bunu da başarmayı umut ediyorum.
Bir eleştirim de muhalefete; daha araç ortaya çıkmadan başlayan eleştiriler araç paylaşıldıktan sonra katlanarak arttı. Muhalefetin de bazen bardağın dolu tarafından bakmayı öğrenmesi gerekiyor. Dünya medyası Türkiye Elektrikli Yerli Aracını tanıttın diye başlık atarken içerdeki yandaş muhalefet medyası bunu bizim ustalar da üretir, hani fabrika nerde gibi alaycı yaklaşımla gün boyu eleştirdiler. Cumhurbaşkanımızın bir çok şeyi yerli milli hale getirdik ama şu muhalefette başarısız olduk sözlerinin anlam bulduğu bir gün oldu.
Bu arada Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ın paylaşımları yerindeydi, milliydi ve yerliydi. Darısı hepsinin başına.